- Burda içtiğini niye söylemiyon la sen bana ha ? Arıyorum sabahtan beri. Kardeş bak seni anlıyorum. Suna yüzündense hepimiz üzüldük oğlum
+Üzüldünüz mü ?
- Üzüldük tabi oğlum
+Hepiniz mi üzüldünüz ?
-Tabi lan
+Sende üzüldün mü Akbabuş he sende üzüldün mü ?
- La üzüldüm tabi oğlum. Oğlum neyse sıkıntın anlat la, dinlerim ben
+Ne anlatacam Akbaba he ne anlatacağım oğlum ben sana.. Benim bi derdim sıkıntım yok vallahi bi derdim bi sıkıntım yok. Ben çok iyiyim la böyle.. Sen eğer derdin bi sıkıntın varsa sen anlat. Sen anlat kardeş, ben dinlerim
- La oğlum la ne oldun iki dakikada arızaya geçtin. Hayırdır ?
+Oğlum sen bana niye hayalet diyorlar biliyon mu ? Böyle kaybolan her adamı bulduğum için demiyorlar bana. İlk bana niye hayalet dediler biliyor musun sen..Kimse beni görmediği için oğlum.
İnsanlar beni görmediği için benimde onları görmediğimi zannediyorlar ama.. Ben görüyorum işte.
Anladın mı la ? Görüyorum , görüyorum..
Behzat Ç.
18 Ekim 2014 Cumartesi
29 Eylül 2014 Pazartesi
Hayalet'in Mektubu
Biz çok normal adamlar değiliz. Sizin de çok normal olduğunuz söylenemez. Dünyada herkes anormal sanki. Belki de hepimiz normaliz. Yanlış zamanda, yanlış yerde. Ya kusura bakma, insan eline kalemi alınca, değişik şeyler yazmak istiyor. Ben pek anlamam bu işlerden. Sana o kadar çok mektup yazmayı denedim ki, bir yerden sonra hep yırttım. Bu sefer üşeniyorum, herhalde sana gönderemeyeceğim için. Daha doğrusu, bira içerek yazdığım için utandım herhalde.
Kim bilir orada hava nasıl, kim bilir neleri özledin. Biraz salakça olacak ama, burası da çok boktan. Sanki herkes katil. Ya da herkes yalnız. Oradan çok fazla farkımız yok. Aslında var, biz daha geniş alanlarda yürüyüp, daha fazla görüşme hakkına sahibiz. En büyük fark bu herhalde. Beni burada ayakta tutan dostlarım. Seni de umarım , bir şeyler ayakta tutuyordur. Ama eminim, benden daha fazla sevenin var. Ben mücadele etmeyi senin kadar bilmiyorum. Biz , mücadele edenlerin peşindeyiz kimi zaman.
Ben senden hoşlandım, ben çok iyi vakit geçirdim seninle, çok güzelsin. Sana hislerimi nedense en kötü cümlelerle anlatıyorum hep ya. Ya gerçekten sevmeyi bilmiyorum ben, ya da ne bileyim, tuhaf oluyorum. Dışarı çıktığında bu mektubu sana vermek isterim ama biliyorum utanacağım ve veremeyeceğim. Olsun, sana yazmasaydım içimde kalırdı. Sen içeride ben dışarıda. Siz içeride biz dışarıda. Ya öyle işte.. Yine yazamadım..
Kim bilir orada hava nasıl, kim bilir neleri özledin. Biraz salakça olacak ama, burası da çok boktan. Sanki herkes katil. Ya da herkes yalnız. Oradan çok fazla farkımız yok. Aslında var, biz daha geniş alanlarda yürüyüp, daha fazla görüşme hakkına sahibiz. En büyük fark bu herhalde. Beni burada ayakta tutan dostlarım. Seni de umarım , bir şeyler ayakta tutuyordur. Ama eminim, benden daha fazla sevenin var. Ben mücadele etmeyi senin kadar bilmiyorum. Biz , mücadele edenlerin peşindeyiz kimi zaman.
Ben senden hoşlandım, ben çok iyi vakit geçirdim seninle, çok güzelsin. Sana hislerimi nedense en kötü cümlelerle anlatıyorum hep ya. Ya gerçekten sevmeyi bilmiyorum ben, ya da ne bileyim, tuhaf oluyorum. Dışarı çıktığında bu mektubu sana vermek isterim ama biliyorum utanacağım ve veremeyeceğim. Olsun, sana yazmasaydım içimde kalırdı. Sen içeride ben dışarıda. Siz içeride biz dışarıda. Ya öyle işte.. Yine yazamadım..
* Behzat Ç.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)